Güçlü olmak dengeyle ilgili

 
Güçlü olmak dengeyle ilgili Güçlü olmak dengeyle ilgili

Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. . Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. ",. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. - Songül çok güçlü bir kadın. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. Eskiden sosyal medya mı vardı. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. (Gülüyor. . Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Şimdi sekiz yaşında oldular. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum.

Güçlü olmak dengeyle ilgili

Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. (Gülüyor. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. . Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. - Songül çok güçlü bir kadın. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Eskiden sosyal medya mı vardı. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Şimdi sekiz yaşında oldular. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. ",. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. . Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor.