Güçlü olmak dengeyle ilgili

 
Güçlü olmak dengeyle ilgili Güçlü olmak dengeyle ilgili

Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. . Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Eskiden sosyal medya mı vardı. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. . Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. (Gülüyor. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. ",. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. - Songül çok güçlü bir kadın. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Şimdi sekiz yaşında oldular. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı.

Güçlü olmak dengeyle ilgili

Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. . Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Eskiden sosyal medya mı vardı. - Songül çok güçlü bir kadın. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Şimdi sekiz yaşında oldular. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. ",. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. (Gülüyor. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. . Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım.